Guests Guest Group
Katılma Tarihi: 01 ekim 2003 Gönderilenler: -259
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
hzeyveli Yazdı:
Değerli Yönetici,
Bir seminerde dinleyicilerime dağıttığım bazı notlarımın, benim ilgim ve rızam olmadan forum sayfanıza -hem de bozularak- asıldığını ve bu bozulmuş ve eksik metin üzerinden tartışmalar yapıldığını -esefle- izlemiş bulunuyorum.
Sizden, ilmi usullere saygı adına, Hikmet Zeyveli ve "CİN" Kavramı başlıklı, benim yazımla başlatılan forum maddesini toptan silmenizi ve bu hususu katılımcılara duyurmanızı rica ediyorum.
Başarı dileklerimle..
Hikmet Zeyveli
[email protected]
|
|
|
Değerli Hocam, öncelikle size sormadan bu değerli çalışmanızı sitenize girip oradan buraya astığım için sizden özür diliyorum.
Bu değerli çalışmanızı beğeni ve takdirle karşıladığım ve daha çok okuyucuya ulaşmasını arzu ettiğim için, tanıdığım siz değerli ilim adamının da yüksek hoşgörünüze sığınarak, buraya alıntılamıştım. Ancak sizin bunu esefle karşıladığınızı ve buradan silinmesi isteminizi üzülerek okudum ve hayal kırıklığına uğradım, doğrusu.
Değerli hocam, bu özür yazımdan sonra da hala yazınızın burada kalmasından rahatsızlık duyuyorsanız, lütfen silme isteğinizi tekrarlayın, yönetici arkadaşlardan rica edeceğim, gereğini yaparlar. Şayet silmezlerse, ben yazılarınızı da içeren bana ait olanlarını sileceğim.
Selam ve saygılarımla.
Abdurrahman Özlük
|
pramid Katilimci Uye
Katılma Tarihi: 29 aralik 2010 Gönderilenler: 6
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
CİN KAVRAMI İÇİN DETAY...www.dersvekuran.blogcu.com
CİN KAVRAMI
CİNN” de etrafımızda uçuşan (alem dışı) harici varlıklar değildir. Alem içinde ve fakat “görünmeyen, tanınmayan, yabancı” demektir. Örneğin bugün yeryüzünde bir milyon canlı türü var. Bir zamanlar otuz milyonmuş. Biz ömrümüz boyunca bunların kaçını görürüz? En fazla yüzünü hadi bilemediniz beş yüzünü… İşte deniz altlarında, ormanlarda, ağaç kavuklarında, toprağın altında, kayalıklarda vs. geri kalan bütün göremediklerimiz cindir. Onları da Allah yaratmıştır. Bu manada “ins-u cinn” görünen ve görünmeyen tüm varlıklar anlamında Türkçe’de “sabah-akşam”, “yaş-kuru” , “gece-gündüz” dememiz gibi bir deyimdir…
Bu durumda “İnsanları ve cinleri (ins-u cinni) bana ibadet etsinler diye yarattım” (Zariyat; 51/56) şu demek oluyor: Gördüklerinizin ve görmediklerinizin tümünü iş ve değer üretsinler, kendilerini ifade etsinler, yapsınlar, meydana getirsinler, bunları Ben ile/Benim yolumdan giderek yapsınlar diye yarattım…Çünkü “ibadet” ile “nüsuk” aynı şey değildir.
“Cinlerle konuşmak” da aslında insanın kendi kendisiyle konuşmasıdır. İçinden gelen tanımlayamadığı ses ve dürtüleri kendi dışında bir varlıkmış gibi resmetmesi ve kendisine onun hariçten hitap ettiğini sanmasıdır. Bu durumda cinn, insan beyninin yarattığı bir kişileştirme oluyor.
Şimdi biraz detaylı inceleyelim....
Cin sözcüğünü anlamak için Kuranda geçen bazı kalıp sözcüklere bakalım.
- “Batı ve doğu” sözcükleri beraberce kullanıldıkları zaman iki yönü ifade etmeyip tüm yönleri ve mekanı içine alır. Yani “Allah her yerin Rabbidir” demektir. Nur; 35, Bakara; 115, 142, 177, Şuara; 28, Rahman; 17, Müzzemmil; 9
- “Dünya ve ahiret” sözcükleri beraber söylendikleri zaman “her yerde ve her zaman” anlamını ifade eder. Bakara; 217, 220, Âl-i Imran; 22, 45, 56, Nisa; 134, Tövbe; 69, 74, Yunus; 64, Yusuf; 101, Hacc; 14, Nur; 14, 19, 23 ve Ahzab; 57.
- Yaş, kuru sözcükleri beraberce kullanıldıkları zaman “ her ne varsa, her şey” anlamını içerir. En’âm; 59. ayetindeki “… Yaş ve kuru hiçbir şey yok ki, apaçık bir kitapta bulunmasın.” ifadesi sadece yaşı ve kuruyu ifade etmeyip “her ne varsa canlı-cansız hepsini” ifade etmektedir.
- Sabah, akşam sözcükleri de Kur’an’da farklı ifadelerle sıkça yer almakta ve “daima, her zaman” anlamına gelmektedir. A’râf; 205, Ra’d; 15, Nur; 36, Mümin; 46, 55, En’âm; 52, Kehf; 28, Meryem; 11, 62, Fetih; 9, Furkan; 5, Ahzab; 42, İnsan; 25, Âl-i Imran; 41.
- İns ve cinn sözcükleri beraberce kullanıldıkları zaman; “gördüğünüz, görmediğiniz; bildiğiniz, bilmediğiniz; tanıdığınız, tanımadığınız: herkes” anlamına gelir: Zariyat; 56: Ben, cinn ve insi (herkesi) yalnızca, bana ibadet/ kulluk etsinler diye yarattım. İsra; 88: De ki: “İns ve cinn (herkes) bu Kur’an’ın bir benzerini ortaya koymak için bir araya gelseler ve birbirlerine yardımcı olsalar, yine de, onun benzerini, ortaya koyamazlar.” Cinn; 5: “Oysa biz, insanların ve cinlerin (herkesin) Allah’a karşı asla yalan söylemeyeceklerini sanmıştık.”Rahman; 33: Ey cinn ve ins toplulukları, eğer göklerin ve yerin bucaklarından aşıp geçmeye güç yetirebilirseniz,hemen aşın; ancak sultan/ üstün birgüç olmadan aşamazsınız. Rahman; 56: Orada daha önce ins ve cinn (hiç kimse) dokunmamış (elle vegözle değinilmemiş), bakışlarını eşine dikmiş eşler vardır. Ayrıca En’âm; 112, 130, A’râf; 38, 179, Fussilet; 25, 29, Ahkâf; 18, Neml; 17, Rahman; 39, 74, Nas; 6, Hud; 119 ve Secde; 13.
Bir başka açıdan bakalım
İsrâ/94 :Kendilerine hidayet geldiği zaman, insanları inanmaktan alıkoyan şey, onların: "Allah, elçi olarak bir beşeri mi gönderdi?" demelerinden başkası değildir. İsrâ/95 :De ki: "Eğer yeryüzünde (insan değil de) tatmin bulmuş yürüyen melekler olsaydı, Biz de onlara gökten elçi olarak elbette melek gönderirdik."
Bu ayetlere göre insandan peygamber ancak insanlara peygamber olarak gönderildiğini eğer melek olsaydı meleklerden bir peygamber gönderileceğini vurgularken cinler beş duyu ile algılanamayan varlıklar ise beş duyu ile algılanamayan varlıklardan peygamber gelirdi. Öyleyse adamdan bir peygamberin beş duyu ile algılanamayan varlıklara elçi olarak gelmesi veya vahiy aktarması Kur’an’a ters, ilme ters, akla ters ve pratikte de böyle bir şey olmamıştır.
Bir başka açıdan bakalım
Cin/1- De ki: "Bana gerçekten şu vahy olundu: Cinlerden bir grup dinleyip de şöyle demişler: -Doğrusu biz, (büyük) hayranlık uyandıran bir Kur'an dinledik" 2- "O (Kur'an), 'gerçeğe ve doğruya' yöneltip-iletiyor. Bu yüzden ona iman ettik. Bundan böyle Rabbimiz'e hiç kimseyi ortak koşmayacağız." 3- Elbette, Rabbimiz'in şanı Yücedir. O, ne bir eş edinmiştir, ne de bir çocuk." 4- "Doğrusu şu: Bizim beyinsizlerimiz, Allah'a karşı 'bir sürü saçma şeyler' söylemişler." 5- "Oysa biz, insanların ve cinlerin Allah'a karşı asla yalan söylemeyeceklerini sanmıştık." 6- "Bir de şu gerçek var: İnsanlardan bazı adamlar, cinlerden bazı adamlara sığınırlardı. Öyle ki, onların azgınlıklarını arttırırlardı." 7- "Ve onlar, sizin de sandığınız gibi Allah'ın hiç kimseyi kesin olarak diriltmeyeceğini sanmışlardı."
Ademlerin dışında bütün varlıklarda akıl ve irade olmadığı halde cinlerin “doğrusu bizim beyinsizlerimiz Allah’a karşı saçma şeyler söylemişle” ifadesiyle aklı olduğu halde aklını kullanmayan cinlerden söz etmektedir. “ rabbimizin şanı yücedir o ne bir eş edinmiştir ne de bir çocuk”.
Cinler adem değilse nasıl olur da ademden olan bir peygamberden Kur’an dinler. İsra/94-95’e bak.
Cin Suresinde sözü söyleyen cinler Yahudiler ve Hıristiyanlardır.Kuran’ın bütünlüğünde bununla ilgili başka ayetlere baktığımız zaman bu sözü söyleyenlerin de Yahudi ve Hıristiyan oldukları anlaşılmaktadır. Tevbe/30:” Yahudiler: "Üzeyir Allah'ın oğludur" dediler; Hıristiyanlar da: "Mesih Allah'ın oğludur" dediler. Bu, onların ağızlarıyla söylemeleridir; onlar, bundan önceki inkar edenlerin sözlerini taklit ediyorlar. Allah onları kahretsin; nasıl da çevriliyorlar?” Bazı cinlerin Allah çocuk edindi demesiyle Yahudi ve Hıristiyan olanların Allah’ın oğlu demesi arasında ne fark vardır?. “insanlardan bazı adamlar cinlerden bazı adamlara sığınırlardı. Öyle ki onların azgınlıklarını arttırırlardı”. Kur’an’ın anlatım sanatına bir bakın sığınma olayı, ilah edinme rab edinme anlamında kullanılmıştır. Tevbe 31. ayetten rab edinmeye bakabilirsiniz.
*Cin Sözü Kur’anda “yabancı insanlar”, “insanın idraki dışı(İblis de dahil)”, “hüner, zanatkar” anlamında kullanmıştır.*
Günümüzde de bazı insanlar ABD, siyonist güçlere sığınıp ta onların azgınlıklarını artırmıyorlar mı?
|